Ufuk Dergisi ile söyleşi  (19.12.2008)

Başkan Nevzat Er, kamu mensuplarının oluşturduğu vakfın yayın organı olan Ufuk Dergisi ile makamında bir söyleşi gerçekleştirdi. Başkan Er'in 5 yıllık çalışmalarını konu olan söyleşide, Tarihi Yarımada'nın yeni vizyonu da değerlendirildi.

50'li yıllarda herkesin oturmaya imrendiği bir yer olan Eminönü İstanbul'un şehirleşme yolculuğunda nasıl bir süreç yaşadı ki sosyal yapısı değişime uğradı?

1960'lı yıllardan beri Eminönü'nde yaşıyorum, çocukluğum, ilk gençlik yıların öğrenim hayatım hep Suriçi'nde geçti. Neredeyse 50 yıldır tarihi yarımadanın değişimine tanıklık etmekteyim. 1950'li yıllarda tarihi yarımada göçlerin istilasına uğradı. Eminönü yavaş yavaş bir ticaret merkezi halini almaya başladı. Yoğunlaşan ticaret hayatı imalathenelerin bölegede birikmesine neden oldu. Bölgede ikamet eden köklü aileler, yaşadıkları semtleri terk etmeye başladı. İkamet eden nüfüs sayısı azalmakla beraber, işyerlerinin ve imalathanelerin sayısı hızla arttı ve Eminönü'nün binlerce yıllık tarihi dokusu yara aldı. Bir zamanların en güzel semtlerinden  olan Laleli, Süleymaniye gibi semtlerimizin tarihi kimliği büyük zarar gördü. Tarihi yarımadanın bazı yerlerinde çöküntü bölgeleri oluştu. Eminönü, günden üç milyon kişinin uğradığı bir iş ve ticaret merkezi halini aldı. 2004 yılından itibaren göreve geldiğim günden bugüne Eminönü'ndeki yıpranmışlığı tersine çevirmeye ve burayı bir başkente layık görünüm kazandırmaya çalışıyorum

Önemli projelerinizden olan Eminönü beton binalardan temizleme konusunda neler yapabildiniz?

Nihayetinde bugün Tarihi yarımadada dev projelerin uyulamaya koymamızla birlikte yıpranan tarihi doku üzerinde yenileme  projeleri oluşturuldu. Kent dokusu yavaş yavaş kimliğini yeniden kazanmaya başladı. Bu projelerin en büyüğünü ise Süleymaniye'de ortaya koyduk. Metruk binalarla dolan ve tahribatlardan yorgun düşen Süleymaniy'de Süleymaniye Yenileme Projesini hayata geçirdik. 

Eminönü için en önemli hamlelerden Süleymaniye Mahallesi Yenileme Alanı Projesi’nde  uygulamaya geçildi. Yıkımlar başladı ve yeni projeler kuruldan onaylanmaya başladı. Süleymaniye bizim rüyamızdır ve bu rüyayı gerçeğe dönüştürmeye söz verdik. Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş da bu projeyle ilgili çok heyecan duyuyor. Gece gündüz çalışıyoruz ve inşallah önemli sayıda yapı ortaya çıkmış olacak. Süleymaniye’de çok dikkatli çalışmak zorundayız. Burası tarihi şehrin huzur noktası olarak kabul edilecektir. Şu an  KİPTAŞ'a ihale ettikleri proje kapsamında 4 mahallede 792 binayı kapsayan proje çalışmalarında sona geldik. Hukuki ve teknik altyapı nedeniyle hazırlık sürecinin 4 yıl sürdüğünü için 2010 yılı sonuna kadar KİPTAŞ'a ihale ettiğimiz bu bölgeyle ilgili çalışma bitecek. 5 yıl içinde ise 8 mahalleyi içeren bölgenin tamamını bitirmeyi hedefliyoruz. 5 yılın sonunda Süleymaniye ortaya çıkar. Bu inançtayız. Proje bittiğinde Süleymaniye'nin sokakları bu görüntüde olacak. Yolları yapılacak, ışıklandırılacak, ağaçlar dikilecek. Yepyeni bir şehir ortaya çıkacak Tescilli binaların tamamının orijinal haline uygun restore ediyoruz. Diğer tescilsiz binaların tamamının ise yıkılarak tescilli binaların konseptine uygun yeni binalar yapılacak.  Bu binalar da ahşap olacak, özgün malzemeler kullanılacak. Bölgenin bütünlüğünü bozmayacak.

Süleymaniye ile birlikte ikinci olarak  Katip Kasım, Şehsuvarbey, Nişanca ve Küçükayasofya Mahallelerini içine alan bölgemiz de yenileme alanı ilan edildi. Üçüncü olarak sadece Türkiye'nin değil dünyanın en eski ve en büyük alışveriş merkezi olan Kapalıçarşı ile çevresindeki hanlar da yenileme alanı ilan edilmiştir. Bu bölgenin kurtarılması Eminönü’nün hayat bulmasıdır. Yine Gedikpaşa ve çevresini turizm bölgesi ilan ediyoruz. Bu da 2010 Avrupa Kültür Başkenti için yetersiz olan turistik kapasitemize iyi bir yatırım alternatifi olacaktır.

2010 yılına kadar tamamlanması öngörülen en önemli projelerdin Sur-u Sultani’de hayli mesafe alınmıştır. İstanbul Ticaret Üniversitesi binasından Sirkeci Tren Garı ve Gülhane’yi içine alan hattı, Sultanahmet Meydanı’nı da içine katarak Cankurtaran’a kadar indirin. Tarihimizin ve kültürümüzün odak noktası kabul edeceğimiz bu Yarımada, bir tarih ve kültür bölgesi oluyor. Burada yer alan tüm binalar yenileniyor, pek çoğunun fonksiyonu değişiyor, yeni fonksiyonlar veriliyor. Kültür Bakanlığımız ve Büyükşehir Belediyemiz ile birlikte yürütüyoruz bu projeyi. Topkapı Sarayı’nda pek çok yapı onarılmış ve peyzaj düzenlemeleri tamamlanmıştır. Dış avlu trafiğe kapanmış ve muhteşem bir iş başarılmıştır.

Geçtiğimiz haftalarda yine Sur-u Sultani kapsamında Topkapı Sarayı dış kapısından Cunkurtaran’a inen İshakpaşa Yokuşu üzerinde bulunan 13 binayı yıktık. Sur bandının ortaya çıkartılması ve çevresinin yeşil alan olarak düzenlenmesi çalışmalarına paralel olarak yıkımı gerçekleştirdik. , Sur-i Sultani projesi çerçevesinde bir sonraki adımımız, otobüsler yerine küçük servis araçları ile turistlerin Sultanahmet’e taşınması kararı olacaktır. Turist otobüsleri Cankurtaran’da park edecekler ve yine turistleri buradan alacaklar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile yürütülen Sur-i Sultani Projesi, Tarihi Yarımada’nın önemli çalışmalarından biri. Bugün burada kamulaştırılan 13 binanın yıkımını yaptık ama geriye bir bina kaldı. Onun da yıkımını yaparak tamamlamak istiyoruz. Tarihi Yarımada’da yapmak kadar tarihi eserleri gölgeleyen yapıları yıkmak da önemlidir. Kirlilik yaratan yapıları yıkmaya devam edeceğiz. Bunlara ek olarak yine Gülhane’de iki yeni müze kuruldu. Sirkeci Tren Garı, şehir müzesi yapılıyor. Askeri Müzenin yine buraya gelmesi için çalışmalar yürütülüyor. Size şunu söyleyebilirim; tarihimize ait ne varsa çok önemli bir bölümünü Sur-i Sultani’de bulabilirsiniz. Yaptığımız çalışmalarla Eminönü’ne önemli hizmetler yaptık ve Eminönü’nün çehresini değiştirdik.

Geldiğinizde asıl bir Eminönü buldunuz, şimdi nasıl bir Eminönü bırakıyorsunuz

2004 yılında Eminönü Belediye Başkanlığı görevine gelmemle birlikte, Eminönü’nün tarih, kültür, sanat, turizm, ticaret ve iskan merkezi olması yolunda çalışmalarımız başladı. Bunun için de ilk olarak imar planlarının çıkartılmasını başardık. Plansız bir şehirden eksik ve gediklerine rağmen planlı bir şehre geçtik. İstanbul perspektifine uygun bir yönelimle bu vizyonun gereğini yerine getirmeye çalıştık. Eminönü için ilklere imza atma hayalimiz vardı ve bugün görüyorum ki, pek çok alanda bu başarıldı. Çünkü 2004 yılında göreve başladığımız Eminönü’nde, kesmekeş ve kuralsızlık hakimdi. Tarihi Yarımada, bir Dünya şehri olmanın gereklerini yerine getirmekten uzaktı. Bugün Avrupa Kültür Başkenti bir kent ve bu onura layık olmak için hizmetlerimiz devam ediyor. İlk olarak işporta  ile başlayan ve bugün Yeni Camii ve çevresini modern bir çehreye kavuşturan çalışmamızın ardından imalathanelerin taşınmasına yönelik çalışmalarımızı başlattık. Başbakanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da yakından izlediği bu konuda ciddi mesafeler alındı. İstanbul Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü ile birlikte bir çalışma yaptık. Atık ve Çevresel Risk Yönetimi Projesi ile gördük ki özellikle de kuyum atölyeleri şehrin altyapısını da üstyapısını da mahvediyor. Tarihi eserlerimiz büyük risk altında.Eğer adım atmazsak bölgedeki önemli tarihi eserler çökme tehlikesiyle karşı karşıya bulunuyor. Bunun için atölyelerin Tarihi Yarımada dışına çıkartılması konusunda ciddi mesafeler alındı. Kuyumcu atölyelerinin büyük bir kısmı taşındı. Tehlikeli kimyasal madde kullanan hiçbir atölyeye müsaade edilmiyor. Şunu öncelikle hepimizin bilmesi gerekiyor. Şehrin merkezinde imalat sektörü olmaz. Hele de tarihi bir şehrin merkezinde atölyeler kesinlikle olmamalı.  Bu sebeple imalathaneleri uygun görülen farklı noktalara taşıyoruz , Tarihi Yarımadanın özlediğimiz ve hayalini kurduğumuz bir şehir olması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Süeymaniye projesi, Katip Kasım, Şehsuvarbey, Nişanca ve Küçükayasofya Mahallelerini kapsayan yenile projesi, Kapalıçarşı yenileme alanı projesi, Sur_u Sultani gibi projelerimiz ile Eminönü'nde değişimi sağladık.

Fiziki değişimlerin yanı sıra kültürel değişimlerimizi de hızla gerçekleştirdik Eminönü’nde Geçtiğimiz ay Eminönü'nde kültürel anlamda büyük boşluğu dolduracak önemli bir merkezimizi hizmete açarak Buhara Özbekler tekkesi restorasyonunu İstanbul Tasarım Merkezi olarak İstanbul ve Eminönünülere kazandırdık. Yeni görünümü  ve en  son teknolojik sitemle hizmet vermeye başlayan hafta içi ve hafta sonu derslerin yapıldığı İstanbul Tasarım Merkezi'nde  mimari tasarım, endüstriyel tasarım, grafik tasarım, giysi ve kostüm tasarımı, aksesuar ve takı tasarımı ile minyatür, tezhip ve hat sanatının yer aldığı geleneksel Türk-İslam Sanatı sınıfları yer alıyor. Yine çeşitli kazılar sırasında tarihi bulguların ve önemli eserlerin sergilenebilmesi için çalışmaları Eminönü Belediyesi tarafından süren Taş Eserleri Sergi Alanı ve Kültürel Tesisi  yapım çalışmalarında, önemli bir aşamaya geldik. Tarihi Yarımadada yerli ve yabancı turistler için gezilebilecek tek sergi alanı olma özelliği taşıyan Taş Eserleri sergi alanı ilçede önemli bir kültür merkezi olması hedefleniyor.

İlçedeki en önemli sorun nedir? Ne ölçüde çözebildiniz?

Çok işler yaptık çok da yol aldık diyebilirim. Ama elbetteki  Eminönü’nde işportayla  En önemli sorunumuzdu.  Bugüne kadar hiçbir yerel yöneticinin başaramadığı bir işi, merkezi hükümetimizin desteği ve Büyükşehir Belediyemizin katkılarıyla çözümledik. Bir zamanlar iç çamaşırların asıldığı Yeni Cami duvarlarında bugün utandıran görüntüler bulamazsınız. Pek çoklarının asla cesaret edemeyeceği bir iştir bu. Birkaç yılımızı aldı, tüm enerjimizi harcattı ama bugün görüyorum ki, çok büyük bir iş başarılmıştır. Eminönü için bir devrim, bir milattır. Yeni Cami ortaya çıktı, Mısır Çarşısı yeniden keşfedildi, Eminönü Meydanı güzelliğiyle fark edildi. Bugün o meydanda sanatçılar yer alıyor, sergiler yapılıyor ve tüm İstanbullular şehrin güzelliğini yaşıyor. Güvercinlere yem atıp İstanbul’un ruhunu hissetmek kararlılığımız ve çalışmamız sayesinde oldu. Bu yüzden Eminönü Meydanı benim kalbimin attığı, şehrin de gözbebeği bir yerdir. Bu güzelliği yeniden İstanbul’un gündemine getirmekten dolayı bahtiyarız.

Eminönü aşırı nüfus kaybıyla süreç içinde yok olup, Fatih Belediyesi'ne katıldı.Bu sizi çok üzdü mü?

Eminönü'nün nüfusu k süreç içinde kayboldu.. Belirttiğim gibi Eminönü'nde yoğunlaşan ticaret hayatı ve imalathaneler nedeniyle Eminönü'n deki nufus azalmış 20 bin civarında kaldı. Ancak gündüz üç milyon kişiyi bulan nüfusu Topkapı Sarayı, Kapalıçarşı, Ayasofya, Sultanhamet Camiii gibi sayısız dünya mirasını barındıran bir ilçenin kayıp olduğu düşünülmez Eminönü ve Fatih ilçelerinin birleştirilmesi mevcut durumun çok daha iyi olması için alınan bir karardır. Buranın kapatılması kaçınılmazdı.Hayırlı bir iş oldu.

29 martta yapılacak yerel seçimde Eminönü ile birleşmiş yeni Fatih ilçesinin belediye başkanlığına adaylığınızı açıkladınız. hedefleriniz nelerdir?

Hedefim Fatih’te İstanbul’un en yüksek oy oranına ulaşarak seçilen Belediye başkanı olmaktır. Halkın sevgisini kazanmak, onun güvenini elde etmek siyasette en önemli ilkedir. Biz de Fatihli vatandaşlarımıza projelerimizi anlatacağız, onlara yapmayı planladıklarımızı aktaracağız ve desteklerini alacağız. Eminönü ile Fatih’in birleşmesine büyük emek harcamış biri olarak Tarihi Yarımada’nın bütünlüğü içerisinde verimli, kaliteli bir hizmet üreteceğiz. Fatih’i bir Dünya Başkenti yapma hayalini gerçeğe dönüştürmeye çalışacağım.

Seçilirseniz fatih için ne gibi projeleri hayata geçireceksiniz?

Fatih için pek çok projemiz var ama öncelikle Eminönü’nde başlattığımız dönüşüm projelerini devam ettirmeyi ve sonuçlandırmayı düşünüyoruz. Fatih, İstanbul’un en yaşanabilir ilçesi olacaktır. Yayalaştırma çalışmalarını sürdüreceğiz, yeni yenileme alanları kararı alacağız ve sosyal belediyecilik uygulamalarımızı daha da genişleteceğiz.

Hükümet nüfusu 2binin altına düşen 863 belediyeyei kapatmaya hazırlanırken birçok belediye başkanı buna karşı çıktı. Eminönü Belediye başkanı olarak diğer belediye başkanlarından değişik bir uygulamaya imza attınız. Başbakana BİZİ KAPATIN diye yazmışsınız?

Başbakanımızı ikna etmek için bu konuyu birkaç defa gündeme getirdik ve kararlılıkla takip ettik. Çünkü Eminönü’nü kurtarabilmek, Tarihi Yarımada’nın önünü açabilmek ancak böyle mümkün olabilirdi. Başta Başbakanımız olmak üzere Hükümetimiz ve partimiz de inandı ve böyle bir düzenlemeye gidildi. Doğru olan yapıldı.

Avrupa'nın  2010 yılı için dört kültür başkentinden biri seçilen İstanbul'un kalbi olan Eminönü’nde bununla ilgili ne gibi hazırlıklar yapılıyor.

2010 Kültür Başkenti bizim için en önemli hedeftir ve planlamalarımızı 2010 yılına göre yapmaktayız. Eminönü’nün 2010 hedefi, İstanbul’un hedefidir. Kültür Başkenti seçilen şehrimizin nirengi noktası burasıdır. Başlayan projeler tamamlanacak, planlanan çalışmalar ise en kısa sürede hayata geçirilecektir. 2010 hedefini; kamu ve sivil toplum kuruluşlarıyla işbirliği halinde, bir sinerji yaratarak gerçekleştireceğiz. 2010 Avrupa Kültür Başkenti çalışmalarımızın özünde şehrin fiziki yapısının yenilenmesi yer almaktadır. Şunu hepimizin bilmesi gerekiyor; Tarihi Yarımada önümüzdeki yıllarda da şehrin kalbi olmayı sürdürecektir. Burası bir rant alanı olmayacak ama önemini ve cazibesini de hiç yitirmeyecektir. İşte ulaşımda atılan dev adımlar bunu ispatlıyor; Marmaray ve metro…

2011 yılında hizmete geçmesi öngörülen Marmaray, sadece İstanbul’un değil Türkiye’nin dev projelerinden biridir. Eminönü’nün araç trafiğini ciddi ölçüde çözümleyecek bu proje yayalaştırma çalışmalarımıza da işlerlik kazandıracaktır. Motorlu araç yoğunluğu azaltılacak ve Sultanahmet çevresi tamamen yayalaştırılacaktır. Yayalaştırma çalışmaları Eminönü’nün pek çok bölgesinde gerçekleştirmeye başladık. İşte İTO’yla birlikte yürüttüğümüz Mahmutpaşa ve çevresi yayalaştırma çalışması bu çerçevededir. Yaklaşık 1 milyar YTL’yi bulan bu proje, tarihi Mahmutpaşa Çarşısı’nı layık olduğu güzelliğe kavuşturuldu.. Yayalaştırma çalışmaları sadece  Mahmupaşa ile sınırlı kalmadı.Mahmautpaşa2nın yayalaştırılmasının ardından Mollataşı caddesi ve Langa caddesinde de yayayaştırmeyı hemen başlattık. Şimdilerele Laleli yayalaştırma projesi üzerinde çalışıyoruz.  UKOME’den çıkarttığımız kararlar ile Eminönü’nün önemli bir bölümünde cadde ve sokaklar araç trafiğine kapanıyor. Bu sokak ve caddelerin tüm altyapısı yenilenirken, bina cephelerine de standart getiriliyor. Çağdaş bir şehre yakışmayan tüm görüntüler ortadan kaldırılacak.

Unutmadan yine İstanbul’un önemli ulaşım projelerinden Metro’nun Yenikapı’ya uzanmasıyla birlikte Eminönü, çok önemli ulaşım akslarının merkezinde yer alacak. Metro ve Marmaray ile birlikte Eminönü, İstanbul’un en kolay ve rahat ulaşılan ilçesi olacak..

2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilen İstanbul’da ve bu çerçevede Eminönü’nde, kültür-sanat hayatının bölgeye taşınması için elimizden geleni yapıyoruz. Gerek çıkardığımız yayınlarla, gerekse diğer kültür hizmetlerimizle İstanbullular’ın ilgisini Eminönü’ne çektik. Türkiye’de ilk kez Türkçe ve İngilizce olarak İstanbul Tarihi Yarımada Eminönü Yürüyüş Güzergâhları Haritası’nı hazırladık ve ücretsiz olarak dağıtımını yaptık. Dünya Başkenti İstanbul adlı filmle; Türkçe, İngilizce ve Fransızca dillerinde bir dünya başkenti olan Eminönü’nü ve üç bin yıllık birikimini izleyicilere aktardık. Türkçe-İngilizce olarak yayımlanan ve bir Eminönü Sözlüğü niteliğindeki Adım Adım Eminönü, çevre ve insan arasında bir bağ kurdu. Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi içindeki salon, pek çok etkinliğe ev sahipliği yaptı. İstanbul Ticaret Odası ile birlikte, bu yıl Açıkhava Sanat Merkezi’ndeki serginin dördüncüsünü düzenledik. Tüm bu kültürel faaliyetlerimizi Payitaht-ı Zemin: Eminönü adlı iki ciltlik dev bir kitap ile taçlandırdık diyebilirim. Bugüne kadar yazılmış en iyi şehir tarihi kabul edilen çalışma, tarihi şehrimize duyduğumuz bir vefadır. Eminönü Belediyesi yayınlarından çıkan “Payitaht-ı Zemin: Eminönü / Bir Dünya Başkenti” kitabı, Eminönü incelemelerine bir giriş ve hem araştırmacılara hem de tarih meraklılarına bir el kitabı sunmak arzusuyla hazırlandı. Eminönü’nün, aslında her biri ayrı kitap veya kitapların konusu olabilecek, siyasî, iktisadî, askerî, sosyal ve mimarî geçmişi kitapta ana hatlarıyla ortaya konulmaya çalışıldı.İlkini 2005 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Eminönü Sempozyumu’nun  bu yıl üçüncüsünü gerçekleştirdik. Yurtiçinden ve yurtdışından çok sayıda bilim adamının katkı yaptığı bu sempozyum ile Eminönü’nü 2010 yılına hazırlamayı da öngördük. Gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Eminönü sempozyumu ile Eminönü'nün geleceği açısından çok katkı sağladığını söyleyebilirim.Yine  2006 yılında gerçekleştirilen Ulusal Vefa Sempozyumu’na 2007 yılında yapılan Süleymaniye Sempozyumu ile tarihi semtimiz geniş bir şekilde ele alındı.  

2010 Avrupa Kültür Başkenti hazırlıklarında bizim Eminönü’nde dikkat ettiğimiz bir konu; kamu, yerel yönetim ve sivil toplumun işbirliği. Bu işbirliğini işler hale getirmek durumundayız. Yaptığımız çalışmalarda bu konuya da dikkat ederek İstanbul’u 2010 yılı için hazırlıyor hizmete devem ediyoruz.

Zaman Gazetesi ile söyleşi (20.03.2009)
Memleket özleminin daha ötesinde… (23.03.2008)
Malatya Sonhaber Gazetesi ile söyleşi (19.12.2006)
Özbekler Tekkesi'nde geleceğin tasarımcıları yetişecek (15.11.2008)
Ufuk Dergisi ile söyleşi (19.12.2008)
Eminönü Belediyesi Web Sitesi Mesajı (29.04.2004)
Yeni Camii Meydan Düzenlemesi Hakkında Köşe Yazarlarına Mektup (26.07.2004)
Tarihi Yarımada Yürüyüş Haritası ile İlgili Basın Mensuplarına Mektup (26.04.2005)
Sultanahmet Ramazan Etkinlikleri Yazısı (25.09.2005)
Kurban Bayramı Mesajı (12.12.2005)
Tercüman Gazetesi'nde Yayınlanan Makale (10.05.2004)
Kültür ve Sanat Kitapçığı Önsöz (17.01.2006)
Kapalıçarşı Arama Konferansı Sonuçları Kitapçığı Sunuş Yazısı (01.02.2005)
İstanbul'un İlkleri ve Enleri Kitabı Sunuş Yazısı (11.07.2004)
Eminönü'nün Sosyo-Ekonomik Yapısı Kitabı Sunuş Yazısı (14.11.2005)
Eminönü Belediyesi Faaliyet Raporu Yazısı (22.02.2005)
Aile Merkezi Sunuş Yazısı (29.11.2005)
Anasayfa Biyografi Makaleler Konuşmalar Röportajlar Fotoğraflar Videolar Basından İletişim
Web Tasarım: 3 Renk