Memleket özleminin daha ötesinde…  (23.3.2008)

Zaman zaman Malatyalılık nedir diye sorduğumuz olmuştur. Malatyalı olmayı farklı kılan veya Malatyalı kimliğini oluşturan değerler üzerine de sık sık düşünürüz. Her Malatyalı için önemli bir aidiyet hissi uyandıran bu kimlik, her hemşehrim için farklı önceliklere sahiptir.

Hemşehrilik duygusunun kökeninde ortak değerler ve kültürler yer alsa da, gurbetteki bir Malatyalı için öne çıkan dayanışma, işbirliği ve memleket için iyi işler yapabilme heyecanıdır. Küçük yaşlarda İstanbul’a göç etmiş bir Malatyalı olarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Gurbetteki bir insanın en güvenilir sığınaklarından biri mutlaka ama mutlaka hemşehrilerinin yanıdır. Uzun yıllardır dernek ve vakıf gibi hemşehri örgütlenmelerinde çalışmış biri olarak Malatyamızın güzide insanlarının çabaları, bir başka şehirle asla karşılaştırılamaz. Çünkü; karakter özellikleri arasında en belirgini özveri olan Malatya insanı, doğduğu topraklara olan vefasını daima sergilemektedir.

Girişimci karakterin kökeni

Sadece Türkiye sınırları içerisinde değil pek çok insanımızın Avrupa ve Amerika gibi uzak ülkelerde de ağırlıklı bir yer teşkil etmeye başladığını hesaba katarak konuşacak olursak, Malatyalılar’ın girişimci ruhunun daima takdir edildiğini biliyoruz. Malatya’nın zorlu coğrafyasından çıkarak Dünya’nın her yerinde önemli başarılara imza atan insanlarımızı acaba hangi değerler motive etmektedir? Pek çoklarına göre Malatyalılar’ın girişimci tavrının gerisinde tarihi nedenler yer almaktadır. Coğrafyanın getirdiği avantajlarla Malatyalılar’ın ticarette öne çıktığı ileri sürülebilir ama ben bir başka şeye de dikkat çekmek istiyorum. Şehrimiz ve insanımız kökeni itibariyle farklı inançların ve kültürlerin kaynaşabildiği, mutlu bir şekilde bir arada yaşayabildiği bir modeldir. Biliyoruz ki, ticareti ve girişimciliği besleyen şey farklılıkları bir arada yaşatabilmektir.

Kültürel zenginliğimizi fırsata dönüştürerek çok kolay uyum sağladığımız yeni şehirlerde ve ülkelerde varlığımızı rahatlıkla hissettiriyoruz. Bugün İstanbul’da iş hayatından siyasete, kültür ve sanattan akademik dünyaya her alanda Malatya insanını görüyoruz. Alanlarında öncü ve lider insanlarımız hem gururumuz olmakta hem de şehrimize rehberlik yapmaktadır. Belki de en gurur duyulası nokta ise, nerede olursak olalım kendimizi Malatya’ya ait hissetmemizdir. Bu duygu Malatya için bir fırsattır. Çünkü bugün Malatya’da yaşamını sürdüren insanlarımızın, akrabalarımızın ve dostlarımızın bizlerden beklentileri vardır. Nedir o? Şehrimize sahip çıkmak ve birikimimizi doğduğumuz topraklarla paylaşmak. Bu paylaşım sadece maddi imkanlarla sınırlı değildir? Kültürel hayatta, sanatsal çalışmalarda, bürokraside ve siyasette Malatya’yı daima gözetmemiz ve hesaba katmamız gerekmektedir.

Malatya için ne yapıyoruz?

Siyasetle uğraşan bir Malatyalı olarak; sıklıkla vurguladığım bir şey var. Dernek ve vakıf toplantılarımızda da özellikle dile getiriyorum. Malatya için ne yapıyoruz, ne yapmalıyız? Çevresindeki tüm şehirlere göre çok daha şanslı olduğunu düşünebileceğimiz Malatya için potansiyelimizi ne kadar kullanabiliyoruz? Malatya dışında yaşayan Malatyalılar’a büyük görev düşmektedir. Hiçbir şehrin sahip olmadığı bu şans, somut sonuçlarla Malatya’nın zenginliğine hizmet etmelidir.

Eminönü Belediye Başkanı kimliğimle önceliğimi İstanbul’un kalbi Eminönü’ne verirken, Malatya’yı daima aklımda ve gönlümde hesaba katmaktayım. İmkanlarımı ve çabalarımızı Malatya ile buluşturmaya gayret ediyorum. Siyasette daha aktif, karar alma mekanizmalarında daha etkin bir Malatya için çok çalışmamız gerekmektedir. Hepimizin bildiği gibi geçmişten günümüze biraz siyaset yelpazesine göz gezdirecek olursak, ülke kaderinde ne kadar önemli rol oynadığımızı görürüz. Efsane devlet adamları ve siyasetçilerle Malatya, Türkiye’ye adını yazdırmıştır. İşte Turgut Özal, henüz ilk yüz yılını yaşayan Cumhuriyetimizin en önemli şahsiyetlerinden biridir. Bürokrasiden siyasete, Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına ülkemizin en önemli yönetim noktalarında bulunmuş ve Malatyalı’nın göğsünü kabartmıştır. Türkiye’nin önünü açan kararlara ve kaderini değiştiren işlere imza atan Turgut Özal, tüm toplumsal kesimlerin üzerinde uzlaşı sağlayabildiği kişiliğiyle de farklı bir yere sahiptir.

Siyasette daha aktif olmalıyız

Malatya bildiğiniz gibi her dönem siyasette varlığını güçlü bir şekilde hissettirmiştir. Sadece Turgut Özal değil, her defasında şehrimizden seçilerek parlamentoya giren 2. Cumhurbaşkanı İnönü’den başlamak üzere bakanlarımızla, belediye başkanlarımızla önemli bir misyon üstlenmekteyiz. Sadece Malatya’da siyaset yapanlar değil aynı zamanda Büyükşehirlerde de siyasete aktif katılım sağlayan hemşehrilerimiz çok sayıdadır ama bu yetirli midir diye sorarsanız, hayır derim.

Malatya’nın, rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ın Başbakanlığı döneminde yakaladığı gelişim çizgisini bugün de yakaladığına inanıyorum. Malatya şehrimiz sadece bölgenin yıldızı değil tüm Türkiye’nin gurur duyacağı bir başarı sergileyecektir. Bunun için hepimize görevler düşüyor. Yönetim sorumluluğundan uzak durmamalıyız. Yaşadığımız her yerde siyasete kalite getirmeliyiz. Almanya’da yaşıyorsak yerel yönetimlerde görev almaya çalışmalıyız veya parlamentoya girmeyi hedeflemeliyiz. İstanbul’da hayatımızı sürdürüyorsak da farklı bir durum söz konusu değil. Keza Malatya’da da aynı şeylerden bahsedebiliriz. Birikimimizle yönetime katılmalı ve Malatya’yı en iyi şekilde temsil etmeliyiz. Ben bugün pek çok yerde tanık olduğum ve gurur duyduğum bir davranıştan söz etmek istiyorum. Her Malatyalı, hemşehrisinin siyasetteki başarısından mutluluk duymaktadır. Gezilerim sırasında boynuma sarılan pek çok hemşehrimiz, ülkemiz ve şehrimiz adına teşekkürlerini bildirmekte ve sevincini paylaşmaktadır. Bizlerin başarıları diğer insanlarımıza da yol açmaktadır. Malatya’nın göreceli olarak ağırlığının azaldığına inanıldığı siyasette yeni bir aşama yapma zamanı gelmiştir. Önümüzde Türkiye’de yerel seçimler var. Bu seçimlerde Malatyalı hemşehrilerimizin desteklenmesi gerekmektedir.

Malatya dışından bir siyasetçi, bir yerel yönetici değil bilakis kalbi her zaman Malatya ve Malatyalılar için çarpan bir kardeşinizim. Unutmadan Başbakanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan’ın önemle vurguladığı gibi bizim memleket sevgimiz, doğduğumuz şehre bağlılığımız asla haksızlık ve ayrımcılık yapmak şeklinde söz konusu olamaz. Çünkü Ak Parti olarak üç konuda kırmızı çizgimizi belirledik. Etnik milliyetçilik, bölgesel milliyetçilik ve dinsel milliyetçilik partimizin kapısından içeri giremez. Bu nedenle bizim bu topraklara duyduğumuz sevgi ayrımcılıktan daha çok birleştiriciliği esas alır ve şehrimizi daima pozitif şekilde ileriye götürmeyi hedefler.

Hemşehri örgütlenmelerinin misyonu

Sadece İstanbul’da değil, Avrupa’nın önemli şehirlerinde Almanya’da, Hollanda’da, Fransa’da Malatyalı kardeşlerimizin çalışmalarını görmek, başarılarıyla gururlanmak gerçekten heyecan verici. Üstelik de bu kardeşlerimizin yaşadıkları şehirlerde, hemşehrileri için çaba harcamalarını izlemek, doğdukları topraklar için bir şeyler yapabilme gayretiyle projeler üretmesini takip etmek ne güzel bir gelişme. İşadamları derneklerimiz, eğitim vakıflarımız, kadın örgütlerimiz, gençlik teşkilatlarımız hep çalışıyor, fikir üretiyor. Geleceğe daha fazla umut beslememizi sağlayan bu yapılar, birlik ve beraberliğin önemini de bizlere anlatıyor. Çekişme, çatışma ve kavgadan uzakta hayırda yarışmak için bir araya gelmeliyiz. Her geçen gün artan sayıda öğrencilere burs veren vakıflarımız, adeta bir enstitü gibi çalışan derneklerimiz projeleriyle fark yaratıyor. Hemşehri örgütü de doğrusu somut hedefleri ve kalıcı hizmetleri olan yapılardır. Aksi takdirde hiçbir işe yaramaz. Her derneğimiz ve vakfımız bir yandan üyeleri için proje üretirken, diğer yandan da Malatya için hedefler koymalıdır. Çünkü doğduğumuz topraklar hala bizden önemli hizmetler bekliyor. Bunu da ancak işbirliği ve dayanışma içerisinde başarabiliriz.

İşte son yıllarda modern usullerle yürütülmeye başlanan ve Malatya’da da iyi sonuçları alınan tarım yatırımlarına ağırlık verilebilir. Tek ürüne dayalı tarım anlayışımız için bir fırsat kapısıdır. Kayısı dışında alternatif ürünlere ihtiyacımız olduğuna şüphe yok. Bu alanda insanımızı yönlendirmek gerekmektedir.

Malatyalı kardeşlerimin gurbette birbirlerine destek olması, iş hayatında birbirlerine yardımcı olmaları gerçekten takdire değer. İstanbul’da yaşayan Malatyalılar olarak neler yapabiliriz, ne gibi hizmetler sunabilir, hangi sosyal projeleri hayata geçirebiliriz? İşte bu soru üzerine biraz yoğunlaşmamız gerekiyor. Ben derneklerimizde de görev aldım. Çok sayıda derneğimiz var bugün İstanbul’da. Bu derneklerin bir güçbirliği yapması, ayrılık değil birlik kurması en büyük dileğim. Bunun için de çaba harcayacağım.

Kayısı dışında Malatya markası

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim. Malatya insanı gurbette çok başarılı oluyor. İş yaşamında da böyle, siyasette de böyle. Bugün Belediye Başkanlığı’nı yürüttüğüm Eminönü’nde ticaret yaşamında başarılarıyla adlarından söz ettiren pek çok isme baktığımda hemşehrim olduğunu fark ediyorum. Elbette başkanları olarak bu durum bana gurur veriyor. Eminönü’nün hamalları ve han odabaşıları Malatyalı bilinir ama bugün baktığımızda iş hayatındaki pek çok sektörde öncülüğü Malatyalılar’ın yaptığını görüyoruz.

İstanbul’da yaşayan Malatyalılar’ın sosyal ilişkileri çok üst düzeyde. Bu konuda vakıflarımız, derneklerimiz çok güzel hizmetler veriyor. Pek çoğu Eminönü’nde olan bu kuruluşlarımız vasıtasıyla ilişkilerimizi daha kuvvetlendiriyor ve Malatya için güzel şeyler yapmaya çalışıyoruz. Buradan dernek başkanlarımıza, vakıf yöneticilerimize çok teşekkür ediyorum. Onlar çok önemli bir misyonu başarıyla yerine getiriyor. Fakat hep içimde yaradır. Malatya dediğimiz zaman kayısı dışında bir marka oluşturamamış olmaktan dolayı başarısız olduğumu düşünüyorum. Kayısı diyarına yeni markalar kazandırmak zorundayız. Dünyayla rekabet edebilmek için şehirler büyük önem kazanmaktadır. Hatta ülkelerin yerine şehirlerin rekabetinden bile söz edilmektedir. Bu çerçevede Malatya’nın gelecek stratejisini belirlemek durumundayız. Malatya’ya yeni markalar kazandırmalı ve rekabette öne çıkabileceği sektörlere yatırım yönlendirmelerine girişmeliyiz. Bunun her Malatyalı’nın bir borcu olduğunu varsayabiliriz. Aksi takdirde geleceğin dünyasında çok etkisiz bir şehir olmak durumuyla karşılaşabiliriz.

 

Zaman Gazetesi ile söyleşi (20.03.2009)
Memleket özleminin daha ötesinde… (23.03.2008)
Malatya Sonhaber Gazetesi ile söyleşi (19.12.2006)
Özbekler Tekkesi'nde geleceğin tasarımcıları yetişecek (15.11.2008)
Ufuk Dergisi ile söyleşi (19.12.2008)
Eminönü Belediyesi Web Sitesi Mesajı (29.04.2004)
Yeni Camii Meydan Düzenlemesi Hakkında Köşe Yazarlarına Mektup (26.07.2004)
Tarihi Yarımada Yürüyüş Haritası ile İlgili Basın Mensuplarına Mektup (26.04.2005)
Sultanahmet Ramazan Etkinlikleri Yazısı (25.09.2005)
Kurban Bayramı Mesajı (12.12.2005)
Tercüman Gazetesi'nde Yayınlanan Makale (10.05.2004)
Kültür ve Sanat Kitapçığı Önsöz (17.01.2006)
Kapalıçarşı Arama Konferansı Sonuçları Kitapçığı Sunuş Yazısı (01.02.2005)
İstanbul'un İlkleri ve Enleri Kitabı Sunuş Yazısı (11.07.2004)
Eminönü'nün Sosyo-Ekonomik Yapısı Kitabı Sunuş Yazısı (14.11.2005)
Eminönü Belediyesi Faaliyet Raporu Yazısı (22.02.2005)
Aile Merkezi Sunuş Yazısı (29.11.2005)
Anasayfa Biyografi Makaleler Konuşmalar Röportajlar Fotoğraflar Videolar Basından İletişim
Web Tasarım: 3 Renk